İHED Genel Başkanı Doç. Dr. Nezir AKYEŞİLMEN insan hakları örgütlerinin temsilcileriyle birlikte Çankaya Köşkü’nde Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile toplantıya katıldı.
Kurtulmuş: Algı operasyonları olacak
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Gördüğüm kadarıyla bundan sonra alandaki temel mücadeleleri, algı operasyonları olacaktır. Algı operasyonlarını da iki alanda yoğunlaştıracaklar. Bunlardan bir tanesi ekonomide. Türkiye ekonomisinin kötü gittiğini ifade eden, bunu anlatmaya çalışan bir algı operasyonu… İkinci alan ise insan hakları ihlalleridir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü’nde, insan hakları örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’de, 15 Temmuz’da hiç hatırlanmak istenmeyen, ülkeye son derece ağır bedeller ödetmek üzere tasarlanan darbe teşebbüsünün geride bırakıldığını ifade etti. Bu darbe teşebbüsünden Türkiye’nin kurtulmasında, halkın kararlı bir şekilde tankların önüne çıkması, darbecilere meydanları bırakmamasının etkili olduğunu belirten Kurtulmuş, ayrıca başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, siyasetin son derece kararlı ve dik duruşu, siyasi partilerin hepsinin darbecilerin karşısına dikilmesi, STK’ların, medyanın darbe girişimine karşı cansiperane demokrasiyi savunmasının büyük bir badirenin az hasarla atlatılmasına vesile olduğunu söyledi.
“Bu adamlar, bu darbeyle neyi tasarladılarsa tam tersi oluyor ve tam tersi olmaya inşallah devam edecek.” diyen Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Bunlar, önceki bütün darbelerden farklı olarak, yönetimi değiştireceklerdi ama bununla birlikte Türkiye’nin bir iç savaşa sürüklenmesini sağlamak, Türkiye’nin dış işgalinin zeminini oluşturmak için hareket ettikleri aşikar. Tabii böyle olunca siyasetin büyük bir çatışma, kutuplaşma üzerine oturmasını planlıyorlardı. Türkiye’de toplumsal kesimlerin, sağcıların, solcuların, Alevilerin, Sünnilerin, Türklerin, Kürtlerin büyük bir çatışma ortamına girmesini tasarlıyorlardı. Siyasetin tam bir düşmanlık haline dönüşmesini planlıyorlardı. Siyasetin karar alamayan, bütün alanları bu üç-beş tane çapulcuya bırakan bir noktaya gelmesini planlıyorlardı. Çok şükür tam tersi oluyor. Uzun zamandır aradığımız, özlem duyduğumuz siyasette nezaket ve zarafet dilinin ortaya çıkmakta olduğunu, yapıcı bir diyalog zemininin oluşmakta olduğunu görmekten hepimiz büyük memnuniyet duyuyoruz. Ümit ederiz ki bu ilişki devam eder. Biz hükümet olarak, iktidar partisi olarak bu süreci bütün yapıcı ve iyi niyetli tavrımızla sürdürmeye kararlıyız.”
BELKİ YILLAR SÜRECEK BİR MÜCADELE
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 40 yıllık bir hazırlıkla devleti ele geçirmek ve milleti paralelize etmek üzere harekete geçen bu çetenin ve arkasındaki güçlerin hazırlıklarının, millet tarafından püskürtüldüğünü söyledi. Bunların çok ciddi bir şekilde içeride ve dışarıda kılcal damarlara kadar uzanan bir ağı olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, “Kararlı bir şekilde, ama insan hakları hukukun prensibinden asla vazgeçmeden, bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Belki yıllar sürecek bir mücadeledir. Şimdi bizim önümüzdeki süreçte yapacağımız şey, demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla daha mükemmel bir hale getirecek bir kararlılığı ortaya koymaktır. Ayrıca hiç kimsenin bir darbe daha yapmayı dahi aklının ucundan geçiremeyeceği bir sistemin oluşmasıdır.” diye konuştu.
Temelinde darbe üreten ve maalesef darbenin zemini olarak da Türk Silahlı Kuvvetlerini hazırlayan bu anlayışın bütünüyle geride kaldığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Bunun dışında çok önemli bir alanımız da Türkiye’de kamu düzeninin, kamu yönetiminin şeffaflaştırılmasıdır. Özellikle devlet yönetiminde, kamu kadrolarında paralel birtakım yapılanmaların bundan sonra ilanihaye önüne geçmek için devletin bütün kadrolarının, milletin tamamına açık hale gelmesidir. Burada da üç temel prensibimizin, ehliyet, liyakat ve millete sadakat olduğunun altını çizmek isterim. Şu yere, bu yere, şu cemaate, bu cemaate değil millete sadakatin esas alındığı bir yapılanmayı gerçekleştirmek inşallah mümkün olur.”
Kurtulmuş, darbeyi hazırlayanların ve gündeme getirenlerin, milletin karşısında güçlerinin yetmediğine işaret ederek, “Ama vazgeçip, kenara çekilecek değillerdir. Bundan sonra saldırılarını, daha örtülü bir şekilde, daha ustalıklı bir şekilde sürdürmeye devam edecekler. Belki onun arkasından yeni bir dalga oluşturarak tekrar bir silahlı müdahalenin zeminini nasıl hazırlayabileceklerinin hesabını yapacaklar. Ama gördüğüm kadarıyla bundan sonra alandaki temel mücadeleleri algı operasyonları olacaktır. Algı operasyonlarını da iki alanda yoğunlaştıracaklar. Bunlardan bir tanesi ekonomide. Türkiye ekonomisinin kötü gittiğini ifade eden, bunu anlatmaya çalışan bir algı operasyonu… İkinci alan ise insan hakları ihlalleridir. Bu alanda oluşacak negatif algının önüne geçilmesi için neler yapılması gerekir konuşmamız gereken önemli alanlardan birisi.” ifadelerini kullandı.